Hedefi ‘ Dünyanın en sevilen kaşmir markası olmak’ olan Silk&Cashmere markasının hikayesi 1992 yılında Ayşen Zamanpur ve ekibinin yola çıktığı Çin ziyaretiyle başlıyor. Fazlasıyla umut; macera, zaman zaman hayalkırıklığıyla dolu olan bu yolculuk Zamanpur’un pes etmeyen ruhuyla birleşince ortaya bir başarı hikayesi çıkıyor.
Ayşen Zamanpur stratejik ortaklıklarla Silk & Cashmere‘i bugünkü noktasına ulaştırıyor ve ulaşılamaz olduğu düşünülen kaşmirle ipeği tüketicilerle buluşturuyor. . İlk kez 1992 yılında Zürih’te mağaza açan marka, bugün 200 farklı satış noktasına ulaşmış durumda. İş hayatında asıl problemi bulup ona doğru çözümler üretmenin kişiyi başarıya götürdüğünü belirten Zamanpur’un röportajını okuyarak hedeflerine yılmadan koşarak neler elde edebileceğini öğrenebilirsin.
– İlk mağazanızı 1992 yılında Zürih’te açtınız ve kısa sürede marka dünyada 26 farklı ülkede 200 satış noktasına ulaştı. Başarınızla ABD’nin mükemmel girişimcilik ödülünü kazandınız. Başarınızın sırları neler?
Bu yıl 25.yılımız… Dile kolay…2012’de yeni neslin başlattığı Rönesans’la kendini yenileyen tüm dünyada online satışta ki büyük atılımıyla öne çıkan kaşmir ve ipek gibi seçkin bir alanda niş bir alan yaratan ‘’kalite kalite kalite ‘’ diyen özgün bir markayız.
– İş hayatında kadın yönetici olmanın zorlukları neler? Karşınıza çıkan zorlukları nasıl yönetiyorsunuz?
Kadın veya erkek yönetici olmanın zorluklarını anlatayım.Ben kadın olmam nedeniyle bir farklılık yaşamadım.Yaşadıysam da cinsiyetimle ilgili olduğunu anlamadım herhalde ama bu ülkemizde kadın sorunu yok demek değil. Ülkemizde çok ciddi bir kadını dışlama durumu vardır. Sosyal yaşam siyaset ve iş yaşaminda kadın hak ettiği yeri alamamıştır.
Marka yönetmek şirket yönetmekten farklıdır. Şirketler kar amacıyla kurulur. Markaların ise daha büyük üst hedefleri vardır. Bu, marka değerini optimize etmektir. Bu çok uzun soluklu, 365 gün 24 saat koruyup kollamanız gereken el üstünde tutulması gereken, kardan çok daha önemli bir kavramdır. Bunun için sayısız konuya sürekli dikkat etmek gerekir.
Hepsini yapıyoruz demiyorum ama hepsini yapmak için elimizden gelenin en fazlasını yapıyoruz.
Güçlü, markasına inanan ve güvenen bir ekip. Ekiple, müşteriyle sağlam ve güçlü iletişim, her konunun detayını bilemeseniz de’’ Büyük resme’’ her zaman hakim olmak, yeniliklere açık olmak, dünyayı yakından izlemek, ne yaptığınızı neden yaptığınızı unutmamak, basınla yakın sıcak sürekli ilişki, sosyal sorumluluğa hiç ara vermemek, tık ve yasal olmayı her şeyin üstünde tutmak, taviz vermemek, sektörünüzü çok iyi tanımak bilmek, ürün yönetimini, mühendislik detayında etkin uygulamak, lojistiği çağdaş uygulamalarla iyileştirmek güçlendirmek, konusuna hâkim, bilgili, çalışkan ekipleri korumak kollamak geliştirmek… Verimliliğin ve marka değerinin kısa vadeli yüksek satıştan önemli olduğunu anlamak ve anlatmak… Başlıcaları bunlar.
– Yaşamda ve iş hayatında karşımıza çıkan engelleri nasıl atlatabiliriz? Bir kaç ufak tavsiye paylaşabilir misiniz?
Sorunun ne olduğunu anlamak çok önemli. Gerçek sorun nedir? O zaman çözüm üretmek kolaydır. Ama maalesef iş yaşamında bazen bu güçtür. Kendiniz dışındaki nedenlerle örneğin siyasi etkenlerle, terör, savaş, kaybedilen turizm potansiyeli veya alınan yanlış yasalarla akşamdan sabaha değişen bürokratik uygulamalarla hiç elinizde olmayan nedenlerle kan kaybedersiniz. Bence işin en zor yanı budur. İşinizle ilgili hata yapmasanız da cezayı siz ödersiniz…
Siz elinizden geleni yaparsınız ama yetmeyebilir. En üzücü olan budur..
O nedenle ben ülkemizde girişimcilerin dünyanın her yerinden daha esnek daha güçlü, daha dayanıklı olması gerektiğini düşünürüm.
– Modayla ne kadar iç içesiniz? Dolabınızın vazgeçilmez parçaları neler?
Modanın tam göbeğinde, ortasındayım.Mecburen her şeyi herkesten önce görüyor, dokunuyor ve izliyorum.Ama kendi yaşamımda sürekli modayı takıp etmek kaygım da olmadı, vaktim de. Casual- şık tarzı severim. Effortless…En son çıkan modeli almaya çalışmam. Öyle bir vaktim de yok…Ama kaşmirlerimden asla vazgeçmem.Şallarımı çok severim. Her renk şala bayılırım… Şalsız asla… Güzel bir jean üstüne ipek bluz ve üstüne saf kaşmir hırka bence dünyada en şık giysidir. Siyah dik yaka kaşmir kazak ve inci kolyeyle kimse boy ölçüşemez.
Her ortamda gözler fark eder… Grace Kelly demiş zaten;
‘’BANA KLASİK KAŞMİR KAZAK VE BİR SIRA İNCİ VERİN. HER ORTAMDA EN ŞIK BEN OLURUM… ’’
– Dolap uygulaması ile birlikte dolabınızı dönüşüme açtınız. Bu dönüşüme destek olma kararı nasıl ortaya çıktı? Aplikasyonumuzu nasıl buldunuz?
Giymediğiniz şeyleri değerlendirmek güzel bir girişimcilik fikri. Yolunuz açık olsun. Bizim 6 yıldır Diyarbakır’da kadın emeğini değerlendirmek için ipek şal üretimi projemiz var, çok gurur duyduğumuz… Gelirini ona aktaracağım.
– İnternet artık herkesin hayatının olmazsa olmazı. Dijitalleşme hakkında neler öngörüyorsunuz?
Biz de SC olarak online ’a çok inandık. Oğlum Ferhat Zamanpur ’un üst yönetime katılmasıyla online vazgeçilmez şekilde atağa geçti. En hızlı büyüyen en çok gençler ulaştığımız en dinamik satış kanalımız oldu. Black Friday’ de tek günde dünyada en çok kaşmir kazak satan marka biz olduk.
Çağımız dijital; Karşısında duramayacaksınız. Çünkü duramazsınız. Amerika’da online etkisiyle perakende de büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Biz bunu erken fark ettik. Yurt dışındaki pek çok yabancı online sitesinde satılıyoruz su an. Hem de sezon fiyatıyla…
Ben de çok kullanıyorum..Linkedin’de özelikle çok aktifim..
Ayşen Zamanpur’un dolabını keşfetmek için hemen tıkla.
Dolap’ta Silk and Cashmere ürünlerini keşfetmek için tıkla.